TCHD ile İlişkileri
09 – 10 Haziran 2006 tarihlerinde Paris’te AIDP ( Association International de Droit Pénal ) – Ceza Hukuku Milletlerarası Derneği’nin genişletilmiş Yönetim Kurulu Toplantısı’nda, XVIII. AIDP Genel Kurul Toplantısının 2009 Yılında İstanbul’da Yapılmasına Karar Verildi.
AIDP Hakkında
Uluslararası Ceza Hukuku Derneği (AIDP), 14 Mart 1924’te Paris’te kuruldu. Bu Dernek, üç üstün ceza hukukçusu; Franz Von Liszt, Gerard Van Hamel ve Adolphe Prins tarafından 1889’da Viyana’da kurulan ve Birinci Dünya Savaşının başlangıcıyla feshedilen Uluslararası Ceza Hukuku Birliği’nden doğan bir yeni teşkilattır. AIDP, ceza bilimleri uzmanlarını ve dünyadaki en eski bilimsel camiaları biraraya getiren, dünyanın en eski teşkilatıdır.
Rapport annuel présenté par l’Association Turque de Droit Pénal
Mesdames /Messieurs,
(Activités 2004-2005)
L’Association Turque de Droit Pénal, fondée par les pénalistes turcs les plus éminents, regroupant des professeurs, des juges, des avocats, est le fruit d’un travail minutieux.
Cela étant dit, je ne peux vous présenter ce rapport sans évoquer le souvenir du feu Ord. Prof. Dr. Sulhi DÖNMEZER, juriste éminent, fondateur de notre Association, avec lequel nous avons eu l’honneur et le privilège de travailler au cours des années passées. Sa contribution à l’Association Turque ne doit pas être oubliée.
Au cours de l’année précédente tant de choses sont advenues dans le champ de droit pénal en Turquie. L’Association Turque de Droit Pénal se soucie toujours des problèmes posés par ce nouveau mouvement de codification. Dès le début de ce mouvement, les membres de l’Association ont été particulièrement actifs et a pu porter la bannière de l’Association dans une voie qui a marqué de manière visible notre présence.
L’activité scientifique de L’Association Turque de Droit Pénal trouve son expression au travers de ses publications, à savoir :
1) Liberté d’expression et le droit pénal turc
2) Actes du colloque sur le projet du code pénal turc, organisé conjointement par le Barreau d’Istanbul;
3) Projet de loi sur le nouveau code de procédure pénale
La distribution de ces volumes qui ont sans aucun doute eu un impact marquant à l’égard du rôle et de la contribution de l’Association Turque de droit pénal à la réalisation de ce mouvement de codification en Turquie.
L’Association Turque de Droit Pénal s’est aussi consacré à veiller à ce que l’Association constitue le moteur et le reflet des activités scientifiques sur le nouveau code pénal et de procédure pénale. Les colloques sur le nouveau code pénal, code de procédure pénale et la loi pénitentiaire,organisés sur l’invitation des barreaux, dans differentes villes de la Turquie, ont été très fructueux et ont suscité de grands échos.
En outre, L’Association Turque de Droit Pénal, a élaboré des avant-projets à l’attention du Ministère de la Justice, sur les modifications éventuelles du nouveau code pénal et du code de procédure pénale.
Il y a beaucoup à dire au sujet des contributions des personnes au service de l’Association Turque de droit pénal mais compte tenu des limites de ce rapport, je ne peux les mentionner. Cependant, je veux que mes collègues et amis sachent que leur soutien est véritablement apprécié.
Que tous en soient vivement remerciés.
Secrétaire Général
Prof. Dr. Köksal BAYRAKTAR
ULUSLARARASI CEZA HUKUKU DERNEĞİ VE ULUSLARARASI CEZA MAHKEMESİNİN KURULUŞU: ÜTOPYADAN GERÇEĞE
Reynald OTTENHOF
Çeviren: Arş. Gör. Pınar MEMİŞ
1. Uluslararası Ceza Hukuku Derneği (AIDP) nin uzun tarihinde 1 Temmuz 2002 tarihi bir kilometre taşı oluşturmaktadır. Bu tarihte, Roma (Italya) da BM diplomatik konferansı sonucu 17 Temmuz 1998 de kabul edilen, Uluslararası Ceza Mahkemesinin Tüzüğü yürürlüğe girmiştir. Mahkemenin Tüzüğünün 126. maddesi uyarınca tüzüğün yürürlüğe girişi 60 devletin onay belgesinin verilmesine bağlıdır. BM’in New York merkezinde 11 Nisan 2002 tarihinde yapılan görkemli törende 66 devletin onaylamasıyla bu husus gerçekleşmiş ve tüzük yürürlüğe girmiştir.
Tüzüğün kabulünün üstünden henüz 4 yıl geçmeden, bu konuda pek çok uzmanın görüşüne göre bir ütopyadan ibaret olan bu husus, söz konusu görüşlerin tersine gerçek olmuştur.
2. AIDP, Uluslararası Ceza Mahkemesinin kuruluşunda üstlendiği rolden meşru olarak gurur duyabilir. Derneğin, 1924’deki tekrar kuruluşundan itibaren, bu husustaki iştiraklerini hatırlatmak gereksizdir.
Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra doğan umut havasının kısa süreli olduğunu hatırlayalım. Totaliter rejimlerin yükselişi, ciddi bir ihtilaf tehdidine kaynaklık etmektedir. Bu dönem, İnsan haklarına aykırı ilkelere dayanan ve baskıcı sitemlerin siyasal hegemonyalarının yükselişine hizmet eden bir sistem olarak aydın ceza hukukçuları için karanlık bir dönem olmuştur.
Bu ortamda, AIDP, Uluslararası suç faillerinin sorumluluğu sorununa özel bir eğilim göstererek, Uluslararası ceza hukuku alanında endişe verici gelişmelerin başlangıcından itibaren kendini göstermiştir .
Uluslararası ceza hukukunun gelişimine etkin olarak katılan Dernek üyeleri arasında, o sırada Derneğin Başkanı olan, Milletler Cemiyeti nezdinde Romanya’yı temsil eden Vespasien V. Pella, özel bir yere sahiptir. V. Pella, Terorizmin Önlenmesi ve Bastırılması Sözleşmesi’nin ve 1937 tarihli Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin kurulması protokolünün hazırlık çalışmaları ve kabulünde önemli bir rol oynamıştır. Daha 1925 yılında, Dernek International Law Association ve Parlamenterlerarası birlikle beraber, daimi Uluslararası Ceza Mahkemesinin kuruluşu için dünya çapındaki ilk tasarıyı hazırlamıştır.
Ne yazık ki, İkinci Dünya Savaşı’nın yaklaştığı bu dönemde hüküm süren siyasal ortam nedeni ile, böyle bir yargı makamının kurulma çabaları sonuca ulaşmamıştır.
Anlaşmazlık döneminde, Derneğin faailyetleri askıya alınmış ve Uluslararası Ceza Hukuku Dergisi yayımını durdurmuştur.
3. Savaşın bitmesinin hemen ardından, daimi bir ceza yargılama makamının kuruluşuna doğru bir seyir başlamıştır .
1945 yılında kurulan iki ad hoc mahkemenin, Uluslararası Nuremberg Askeri Mahkemesi ve 1946’dan başlayarak Uzak Doğu için Askeri Mahkemelerin kuruluşunun bu alanda emsal teşkil ettiğinin altını çizmek gerekir.
Derneğin, her iki mahkemede de etkin olarak hazır bulunduğunu kaydedilmelidir. Yakınlarda ortaya çıkan istisnai bir belge bu hususa tanıklık etmektedir .
Bu belge, Nuremberg Mahkemesinin duruşma salonunda, Mahkemenin dört hakiminden biri ve Derneğin kurucu üyelerinden Profesör Henri Donnedieu de Vabres’ın girişimi üzerine , 18 Mayıs 1946 tarihinde düzenlenen toplantının tutanağıdır. Sadece AIDP tarihi bakımından değil, ceza biliminin tümü bakımından haiz olduğu önemi de gözönünde bulundurarak, belgeyi bu sayıda yayınlıyoruz .
4. Aynı şekilde, Dernek Milletler Cemiyeti’nde olduğu kadar, BM nezdinde de Uluslararası Ceza Mahkemesinin kurulması için destek vermiştir. 1947 yılından beri, kendisine Barış ve İnsanlık Güvenliğine Karşı İşlenen Suçlara İlişkin Kanun tasarısını da kaleme almak üzere görevlendirilen BM Uluslararası Hukuk Komisyonu, Ricardo Alfaro ve Jean Spiropoulos isimli iki seçkin üyemizi ilk rapotörler olarak seçmiştir. Dernek, Uluslararası Ceza Mahkemesi’ni kuran temel iki tasarıyı hazırlayan BM Genel Kurulu tarafından kurulan Özel Kurul nezdinde de yer almıştır.
1979 yılında, İnsan Hakları Komisyonu, o sırada Derneğin Genel Sekreteri olan Profesör Bassiouni’den Apartheid Sözleşmesinin uygulamaya konmasına yönelik olarak Uluslararası Ceza Mahkemesi tasarısını hazırlamasını istemiştir. Siyasi uzlaşmadan yoksun bu soğuk savaş döneminde gerçekleştirilmesi zor olan tasarı 1980 de tamamlanmış fakat kabul edilmemiştir. Ancak, bir kaç yıl sonra bu tasarı Uluslararası Hukuk Komisyonu’nun 1994 yılında hazırladığı tasarıya model olmuştur. Genel Kurul tüm üyelerin hazır bulunduğu, 11 Aralık 1995 tarihinde ki 87 nci oturum sırasında aldığı bir karar ile Uluslararası Ceza Mahkemesinin kuruluşu için ad hoc bir komite kurmaya karar vermiştir . Bu arada Derneğin Başkanı olan Profesör Basiouni, Uluslararası Ceza Mahkemesi Tüzüğü’nü kabul eden Komite’nin (Roma 17 Temmuz 1998) başkanlığına 161 ülkenin oybirliği ile seçilmeden önce, ad hoc komite 1995’te Başkan Yardımcılığı, ardından 1996-1998 yılları arasında Hazırlık Kurulu Başkan Yardımcılığı yapmıştır .
Üyelerimizden büyük bir kısmının katıldığı bir temsilciler heyeti, bu konferansa BM danışmanı sıfatını haiz bir sivil toplum örgütü olarak katılmış ve konferans sırasında Mahkemenin ayırt edici özelliği olarak görmek istediğimiz hedefleri anlatan bir bildiri sunulması kabul edilmiştir . Bu, aynı zamanda, AIDP’nin Yönetim Kurulu’nun ve ISISC’nin İdare Heyetinin seçkin üyesi, Adalet eski bakanı ve İtalyan Anayasa Mahkemesi eski Başkanı Profesör G.Conso’un, konferansın başkanlığına seçilmesini kutlama vesilesi olmuştur.
5. Halihazırdaki Başkanımız Profesör M.C. Bassiouni’nin, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin kuruluşundaki önemli katkıları herkes tarafından bilinmektedir. Yukarıda anılan bir çok kurula katılımının dışında, bu alanda
otorite teşkil eden birçok makalesini hatırlamaya gerek var mıdır ? BM Caracas Kongresi’nde (1980) sunulan Uluslararası Ceza Kanunu Tasarısının hazırlanmasındaki rolü, Uluslararası Ceza Mahkemesi ve Eski Yugoslavya ve Ruanda Mahkemelerinin yetkilerinin sınırlarını olduğu kadar Uluslararası suçların sınırlarını da belirleme de önemli bir katkı olmuştur. Profesör Bassiouni’nin Ceza Bilimleri Uluslararası Yüksek Enstitüsü (ISISC) Başkanı sıfatıyla 1976 yılından beri Enstitüde düzenlenen ve binlerce hukukçu ve hükumet temsilcisinin başvurduğu yirmiden fazla konferans, seminer ve kollokyumların, Uzman Kurulu’nun çalışmaları eklenmektedir. Ortaya çıkan hacimli belgelerin önemli bir kısmı , özellikle New York’ta 1996 yılının Mart ayında yapılan BM Hazırlık Kurulunun önüne götürülen “Syracusa Tasarısı” isimli belge, Roma Konferansı esnasında yapılan tartışmalarda kullanılmıştır. Son olarak, Profesör Bassiouni tarafından başkanlık edilen Chicago De Paul Üniversitesi İnsan Hakları Enstitüsü (IHRLI)’nün katkıları, Marc Arthur Vakfı tarafından 1997’den beri yapılan teknik ve mali yardımlar ve Tüzüğü onaylayarak yürürlüğe girmesini sağlayan 11 Afrika ülkesinin aralarında bulunduğu 30’dan fazla ülkeden oluşan “LDC” ülkelerinin katkılarını da ifade etmek gerekir. BM Genel Sekreteri Kofi Annan, 11 Nisandaki törende, Genel Kurul önünde, Genel Sekreter Yardımcısı Mr. Hans Corell’in konuşması aracılığı ile üç kişinin adını zikretmiştir: M. Cherif Basiouni, Benjamin Ferencz (Nuremberg eski savcısı) ve Arthur Robinson (Trinidad ve Tobago Cumhuriyeti Başkanı). Başkan Robinson, Onursal Başkan Yardımcısıdır .
Başkan Bassiouni, her zaman kendisini haleflerinin mirasçısı olarak görmüştür. Onlara karşı nimet duygularını şu kelimelerle ifade etmiştir: “Dernek içinde bu çalışmaya katkıda bulunanların ismini teker teker zikretmek küçük bir kitabın sahifelerini dolduracaktır. Ancak bazılarının ismini unutmayı göze alarak, tüm bu yıllar boyunca, bu tarihi sonuca katkıda bulunan üyelerimizi onurlandırmak ve hatırlamak için bu fırsattan yararlanmak isterim. Bunlar arasında;
Ricardo Alfaro, Robert Badinter, Christopher Blakesley, Pierre Bouzat, Peter Burns, Jean Carjeu, Giovanni Conso, Jean Dautricourt, Mireille Delmas- Marty, Yoram Dinstein, Henri Donnedieu de Vabres, Albin Esre, Alfredo Etcheberry, Benjamin Ferencz, Stefan Glaser, Jean Graven, Leslie C. Green, Hans-Heinrich Jescheck, Jimenez de Asua, Dorean Koering, Jean-Pierre Maunior, Henry Meyrowitz, Gerhard O. W. Mueller, Ved P. Nanda, Dietrich Oehler, Reynald Ottenhof, Vespasian V. Pella, Mario Pisani, Giandomenico Pisapia, Stefan Plawski, Dominique Poncet, antonio Quintano Rippoles, Herwig Roggemann, Bert Rölling, Michael Scharf, Jean Spiropoulos, Otto Triffterer, Giuliano Vassalli, Manuel Viero, Abdel azim Wazir, Leila Sadat Wexler, Carton de Wiart, Sharon Williams, Edward Wise, Robert Woetzel, quincy Wright .”
6. Şüphesiz ki, AIDP, bugün katedilen yola bakarak haklı bir gurur duymaktadır. Sadece Dernek değil, fakat tüm insanlık için Uluslararası Ceza Mahkemesinin Tüzüğünün yürürlüğe girişine hasredilen bir kaç satır, alçakgönüllü bir tanıklıktan başka bir şey değildir.
Derneğin tarihinin bu seyri, kendimize dönüş teşkil etmemelidir. Tam tersine bize düşen bu Tüzüğü yaşatma gücüdür . Hiç bırakmadan ifa etmemiz gereken bir görevdir. Bu görevi büyük bir çoşku ile karşılayan “Genç Cezacılara” miras bırakıyoruz .